Saturday, May 26, 2007

Teknolojinin Fayda ve Zararları 1

TEKONOLJİ VE İNSAN




Teknoloji……! Gün geçmiyor ki bizden,insandan ve hayat dan geri kalmasın her gün kendini yenileyen ve kabına sığmayan teknoloji,aslında ihtiyaç mı yoksa basit bir gereksinim mi?yoksa medeniyetlerin kendi arasındaki beyin ve gelişim çatışması mı?Henüz ne açıklanabiliyor , nede karar veriliyor….



Milyon dolarların,servetlerin ve milyonlarca insanın iş gücü harcadığı maddiyat ve kitlesel güçle dönen bir sektör.Her konu da, her alanda tüm ürünlerde günlük değişim ve icatlarla her gün değişen teknoloji, ürün mü sadece;ürünü üreten fabrika bile .......



Teknoloji ile kendini yeniledi.Sadece on dakika da bir(1) araba üreten ve günde beşyüz (500) araba üreten fabrikalar ve her gün değişik versiyonları çıkan beyaz eşyalar bilgisayarlar,cep telefonları ve niceleri elbet de ki hepsi birer teknoloji ürünüydü…Teknoloji’nin nimetleriydi…..



Bir ürünün her gün değişik versiyonları değişik modelleri çıkmaya başlayınca artık üründe bile değişiklik az gelmeye başlamıştır. Aynı markada her gün bir model çıkmaya başladı.Her gün değişen ve gelişen teknolojinin yararları ve zararları da vardı.Bunlar da çok tartışıldı ve hiç son bulmayacak tartışmalar devam ediyor… devem edecek gibi de görünüyordu!. Binlerce tez ve antitez ortaya çıktı ama tam anlamıyla doğruyu bulamadık….

İhtiyaç mıydı teknoloji, insanın ekmek,su,hava ihtiyaçlarının yanına teknoloji eklendi.Belki bazı insanlar için ekmek ve sudan daha önemliydi.Yararları da vardı,bir cep telefonunun bir bilgisayarın,televizyonun ve internet in gelişen teknoloji içerisinde çok büyük yer kaplıyordu.İnternetin yararları uzakları yakın eden teknoloji ve istediğin her türlü bilgiyi internet üzerinden alabiliyorduk;ya cep telefonunun koskoca telefonu 5-10 cm ve sadece gramlarla üretilen ve yararları inkar edilemeyen büyük bir icat…

----Teknolojinin;

Zararları da vardı.insan hem memnun hem pişmandı.Bizi sadece 5-6 saniyede dünyaya bağlayan internet ve onun harikası olan e-posta(mail) ile mektup yazmayı unutmuştuk.Televizyonlardan bilim adamları sanki bir birileri ile yarışır gibi internet den çocuklarınızı uzak tutunuz küçük yaşta alıştırmayın diye uyarılarda bulunuyordu;neden peki zarar veriyordu da bize niye ürettiniz interneti denilmeye başlandı ama hep yaşanan standart hayat oyunları azınlık hiçbir zaman söz sahibi olamamıştı. Postacılar mektupları dağıtarak para kazanıyordu.okullarda “Bak postacı geliyor bize selam veriyor” şarkısı artık çocuklara öğretilemiyordu.ama artık ne postacı para kazanıyordu nede çocuklar şarkı öğrenebiliyordu.

İnsan oğlu hem kırılgan hem de düşünceli bir ifadeyle teknolojiye kabullenmeye çalışıyordu.. Peki biz teknolojinin neresindeyiz….



Dedem anlatırdı;Elbistan a ilk traktör geldiğin de bazı köyler bu gavur icadı bu şeytan işi biz bunu kullanmayız diye; ama şimdi tarlalar o gavur icadı ile verim kazanıyordu.

Biz gavur icadı dedik gavur bizi geçti arık…….! Teknoloji bu olsa gerek :))



Saygılar ve selamlar!

NOT:Benim bu yazım bile teknolojiye yenik düşmüştü aslında…


TEKNOLOJİNİN ZARARLARI



Teknoloji insanların hayatlarını yoluna koymak için tasarlanmıştır. Her yıl çok daha fazla araba yollara çıkmakta. bu yeni araçlar önceki modellerden daha çevreyle barışık olmasına rağmen, artan araç sayısını inkar edemez.. Teknolojinin çevresel etkileri sadece son zamanlarda idrak edildi.



• Ozon incelmesi ve delinmesi – otomobiller ve aerosol kutuların fazlalığına bağlı olarak

• Yağmur ormanlarının katledilmesi – toprakların genişletilmesi, kağıt ürünleri için kesim gibi…, hayvan endüstrisi için milyonlarca hayvanın üretilebileceği çayırlar yaratmak için.





Gerek termik santrallerden, gerekse fabrika bacalarından, araba egzozlarından çıkan zehirli gazlar, gün geçtikçe atmosferdeki havayı daha da kirletiyorlar. Sadece havayı kirletmekle kalmıyor, çok yoğunlaştığı zaman, asit yağmuru şeklinde toprağı da etkiliyorlar. Hava kirliliğine yol açan gazların insan sağlığını nasıl etkilediği yıllardır araştırılan bir konu. Hava kirliliğinde en çok açığa çıkan gazlardan biri olan sülfürdioksit, solunum yolu problemlerine yol açıyor; üstelik akciğer dokusunu da zedeliyor. Monoksit, sinir sisteminin çalışmasını etkiliyor. Kurşun ise çocuklarda beyin zararlarına yol açıyor. Yine bol miktarda bulunan nitrojendioksit, nefes almayı güçleştirirken astıma da neden oluyor.



Bugün çoğu insanın karşı karşıya kaldığı elektromanyetik alanların zararları sigara içmek, nükleer radyasyon, yoğun hava kirliliği,kronik yetersiz beslenme ve benzerlerinden olasılıkla daha az zararlıdır. Ancak maruz kaldığımız alanların günden güne artıyor olması ve etkilerinin ancak uzun vadede ortaya çıkabilecek olması bu durumu değiştirebilir.



Yüksek gerilim hatları yakınındaki evlerde yaşayan çocuklarda çocukluk çağı kanserlerindeki artışın epidemiyolojik olarak gösterilmesi ile tüm bu konudaki araştırmalar US National Academy of Sciences (Amerikan Bilimler Akademisi) tarafından tekrar incelenmiş ve 1996 yılında yüksek gerilim hatları yakınında yaşayan çocuklarda lösemi görülme riskinin diğerlerine göre 1.5 katı fazla olduğu Amerikan Bilimler Akademisi tarafından kabul edilmiştir.



Yapılan epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve elektrikli aletlerin (0-300 Hz) kanser riskini artırdığını göstermektedir. 0-300 Hz frekanslı alanlardan iletkenlik özellikleri nedeniyle en çok etkilenen dokular beyin sıvısı ve kan, ikincil derecede etkilenen dokular ise göz, göz sıvısı, troid, kas, gastrointestinal sistem, prostat ve testis dokularıdır.



Nükleer santrallerde atom çekirdekleri parçalanarak enerji sağlanır.Atomun çıkardığ ısı enerjisi yüksektir,ama çıkardığı radyasyon ancak özel binalarda veya kurşun mezarlarda saklanır ve uzun yıllar radyasyon yayar.Ayrıca santraldeki ufak bir sızıntı milyonlarca canlının radyasyona maruz kalmasına sebep olacaktır.Örneğin;1986 yılında Rusya'da Çernobil Nükleet Santrali'ndeki sızıntıdan 3milyon insan radyasyona maruz kalmış,radyasyon,Karadeniz kıyılarına kadar ulaşmıştır.

No comments: