Friday, May 25, 2007

Bilgisayar Bilgileri 1

Truva Atı ( Trojan ) nedir?



Internet'te her bilgisayarın bir IP (Internet Protokol) adresi vardır. Tipik bir IP adresi, noktalarla ayrılan dört rakamdan oluşur; örneğin, 212.156.4.20. Bir bilgisayarın IP adresi varsa, Internet üzerindeki tüm bilgisayarlar bu adresi kolayca bulur. Yani bir sitenin IP adresini biliyorsanız, Web tarayıcınıza bu adresi yazarak da bağlanabilirsiniz. Ancak bu rakamları akılda tutmak zor olduğundan her bir IP adresine karşılık gelen alan adları verilmiştir. Çoğu Internet Servis Sağlayıcılarda bulunan özel sunucu bilgisayarlardan (Alan Adı Sunucuları - Domain Name Server- DNS) oluşan bir ağ, hangi alan adının hangi IP adresine karşılık geldiği bilgisini tutar ve kullanıcıları doğru adreslere yönlendirir. Internet'te trafiğin işlemesi bu IP adreslerine bağlıdır. Böylece hiçbir karışıklık olmaz.

Siz de Internet'e bağlandığınızda bilgisayarınıza bir IP adresi atanıyor. Ancak çoğu kullanıcının IP adresi dinamiktir, yani servis sağlayıcınızda o an boş bulunan bir IP adresi atanır. Bu yüzden her bağlantıda IP adresinizin son numarası değişir. Kendi IP adresinizi, Internet'e bağlıyken Windows'ta Başlat*Çalıştır satırına winipcfg yazıp Enter tuşuna basarak öğrenebilirsiniz.



Bazı IP adresleri sabittir (static IP), yani IP adresleri hiç değişmez. Bir Web sitesinin adresi her yazıldığında bulunabilmesi için IP adresinin sabit olması gerekir.


Truva Atı ( Trojan ) nedir?





Mitolojideki Truva atı nasıl bir armağan gibi görünüp, aslında Troya kentini ele geçirecek Yunanlı askerleri taşıyorduysa; bugünün Truva atları da yararlı yazılımlar gibi görünen bilgisayar programlarıdır, ancak güvenliğinizi tehlikeye atar ve pek çok zarara yol açarlar. Yakın geçmişteki bir Truva atı, Microsoft güvenlik güncelleştirmeleri olduğu iddia edilen eklerin bulunduğu bir e-posta görünümündeydi, ancak ekteki dosyaların virüsten koruma ve güvenlik duvarı yazılımlarını devreden çıkarmayı hedefleyen virüsler olduğu ortaya çıktı.



Truva atı, Yararlı gibi görünen ancak aslında zarara yol açan bir bilgisayar programı.



Truva atları, insanların, meşru bir kaynaktan geldiğini düşündükleri bir programı açmaya yöneltilmeleri yoluyla yayılır. Kullanıcıları daha iyi korumak için Microsoft e-posta aracılığıyla güvenlik bültenleri gönderir; ancak bunlarda hiçbir zaman ek bulunmaz. Ayrıca, müşterilerimize e-posta ile gönderilmeden önce tüm güvenlik uyarılarımız Güvenlik Web sitemizde yayımlanır.



Truva atları, ücretsiz olarak yüklediğiniz yazılımlarda da bulunabilir. Güvenmediğiniz bir kaynaktan asla yazılım yüklemeyin. Microsoft güncelleştirmelerini ve düzeltme eklerini her zaman Microsoft Windows Update veya Microsoft Office Update'ten yükleyin.





E-posta ( Elektronik posta ) Nedir?




Elektronik posta; İngilizce ismi olan "e-mail" de çok kullanılır. Bugün standart postaya ne ad veriliyor, biliyor musunuz? "Snail mail", yani "salyangoz posta". Çünkü e-posta'nın yanında çok yavaş kalıyor. Bir Internet hesabı açtıran her bilgisayar kullanıcısı, bir veya daha çok sayıda e-posta hesabı açtırıp e-posta adresi de alır. Nasıl evinizin belirli bir adresi varsa, size verilen bir e-posta adresi sadece size aittir, başkasına verilmez. Internet'e bağlandığınızda e-posta programınız ile tanıdığınız kişilerin e-posta adreslerine mektup gönderebilirsiniz. Hatta her tür yazışmanızı istediğiniz formatta karşı tarafa iletebilir; e-posta mesajlarınıza dosya ekleyebilirsiniz. Web sayfaları gibi tasarlanmış e-postalar hazırlayabilir veya mevcut bir Web sayfasını e-posta ile gönderebilirsiniz. E-posta adresinizi aldığınız Internet Servis Sağlayıcıların (ISS) sunucu bilgisayarlarında posta kutusu görevi yapan bir e-posta sunucu yazılımı bulunur. Yani size gelen mesajlar bu posta kutularında birikirler.

E-posta programınızda ISS'nizin belirttiği ayarları yaptıktan sonra Al (Recive) komutu vererek bu posta kutularını kontrol eder ve size gelen mesajları sisteminize aktarır ve okuyabilirsiniz. Aynı şekilde e-posta programınızda yeni bir mesaj sayfası açıp, karşı tarafın e-posta adresini yazıp, bu adrese mesajınızı gönderebilirsiniz. Bu sefer yazdığınız e-posta adresinden hangi sunucuya gideceği belirlenir ve mesajınız karşı tarafın posta kutusuna gönderilir. E-postalar genelde birkaç saniye içinde posta kutularına ulaşır, kullanıcıların tek yapması gereken, Internet'e bağlanıp posta kutularını kontrol etmektir.



Microsoft Internet Explorer ile gelen Outlook Express, Netscape Communicator paketi ile gelen Netscape Messenger, Microsoft Office 97 ve 2000 paketleri ile gelen Outlook dünyanın en yaygın e-posta programlarıdır.





Bilgisayara Virüs Bulaştığı Nasıl Anlaşılır ve Nasıl Temizlenir?








Eğer elinizde anti-virüs yazılımı yoksa bilgisayarınızda virüs olduğunu ancak (çoğunlukla) virüs etkisini gösterdikten sonra anlayabilirsiniz. Nadiren, dosya adı sabit ve bilinen virüsleri dosya adıyla tarayarak bulmak ve silmek çözüm olabilir. Bir virüsün etkileri bilgisayarda anormal yavaşlama, Windows uygulamalarında beklenmeyen hata mesajları (application error, system fault, missing files vs. gibi), bilgisayarın kilitlenmesi, rastgele DOS işletim sistemine dönmesi, normalde açılan dosyaların açılmaması, anormal sesler/görsel davranışlar ya da bilgisayarınızın isteğiniz dışında işlemler yapmaya başlaması şeklinde kendini gösterebilir. Bu durumda yapılacak şey, bir anti-virüs programı kullanarak bilgisayarın virüsten temizlenmesidir. Ancak, virüsün bilgisayara önemli ölçüde/geri dönülmez hasarlar vermiş olduğu durumlarda virüsten temizleme işlemi her zaman başarılı olmayabilir.



Bilgisayarınızda anti-virüs yazılımı olmadığı durumlarda, bu yazılıma sahip bir bilgisayarda daha önceden hazırlanmış olan acil durum disketi ile diskinizde ve disketlerinizde virüs taraması yapabilirsiniz.



Anti-virüs yazılımlarının tarama işlemi sonrasında virüs bulamaması bilgisayarda virüs olmadığını değil, sadece tarama işleminde kullanılan anti-virüs programlarının tanıdığı virüslerin mevcut olmadığını gösterir. Kullanılan anti-virüs yazılımlarının buldukları virüsleri silmeleri veya bulaştıkları dosyalardan temizlemeleri mümkün olmaması da zaman zaman karşılaşılan bir durumdur. Bu durumda kullanılan anti-virüs programının güncellenmesi veya daha güncel başka bir anti-virüs yazılımının kullanılması uygun olacaktır. Yani, kullanılan anti-virüs programının tanımadığı bir virüsün bilgisayarınıza bulaşmış olması ihtimali her zaman vardır.



Internet Nedir, Nasıl Çalışır?









Internet tüm dünyaya yayılmış, bilgi paylaşımı için birbirleri ile bağlantılı bilgisayarlardan oluşan bir ağdır. Internet sözcüğü, İngilizce'de "uluslararası ağ" anlamına gelen "international network" sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşmuştur. Bu uluslararası ağın çekirdeğinde birbirine yüksek hızlı bağlantılarla bağlı, sürekli çalışır haldeki bilgisayarlar vardır. Internet'e bağlanmak için bir Internet Servis Sağlayıcı (ISS) aracılığı ile bilgisayarınızı bu bilgisayarlardan birine bağlamanız gerekir. Internet'e bağlandığınızda (veya yaygın kullanımıyla "online" olduğunuzda, bilgisayarınız ister oturduğunuz semtte, ister dünyanın öbür ucunda bulunsun, Internet üzerindeki diğer tüm bilgisayarlarla "konuşabilir".



Ancak dünya üzerindeki milyonlarca birbirine bağlı bilgisayar olduğunu düşünürseniz bu bağlantı rasgele olmaz elbette. Biraz teknik olan bu konuyu kısaca açıklayalım. Aradığınız bilgilere kolayca ulaşabilmeniz için bu bilgilerin tutulduğu bilgisayarlara ve bu bilgisayarlar içindeki alanlara birer adres verilmiştir. Sizin bilgisayarınızın da bir adresi vardır. Bu işlemi basitçe anlatırsak, ISS'nize telefon numarasını çevirip bağlandığınızda, aslında o ISS'de yer alan bir sunucu bilgisayara bağlanıyorsunuz demektir. Bu sunucu bilgisayar, bağlantı sırasında kullandığınız kullanıcı ismi ve şifrenize göre elindeki boş adreslerden birini (örneğin 212.172.195.135 gibi) Internet Protokolü (IP) numarasını bilgisayarınıza atar. Siz de Web sitelerine, e-posta kutularına bağlanırken aslında bir adres belirtiyorsunuzdur.



Ancak bu karmaşık rakamlar akılda tutulamayacağı için, bu numaraları anlaşılır adreslere çeviren Alan Adı Sunucuları (DNS - Domain Name Server) vardır. Yani Web tarayıcınıza www.bilisimterimleri.com adresini yazdığınızda bu Alan Adı sunucusundan önce IP numarasına bakılır ve bu numarada yer alan Web sayfası, size verilen IP adresi üzerinden Web tarayıcı programınıza gönderilir. Aslında kullanıcıların bu teknik bilgileri bilmelerine gerek yoktur; tüm bilmeniz gereken, Web sitelerine bağlanırken, e-posta kutunuzda size gönderilmiş mesajları alırken, başkalarına mesaj gönderirken kullanacağınız, basit, akılda kalır adreslerdir. Çoğu adresi kendiniz tahmin edebilirsiniz; örneğin bir şirketin Web sitesi adresi büyük olasılıkla, www.sirketadi.com şeklindedir; veya o adres başkaları tarafından alınmışsa buna yakın bir adrese sahip olabilir.



Bunun detaylarına ileride gireceğiz. Ancak şimdilik şöyle diyelim: Web tarayıcı programlarda sık ziyaret ettiğiniz sitelerin adreslerini saklayabileceğiniz listeler sayesinde bunları tek tek ezberlemenize gerek kalmaz, bu listelere adresleri kaydedip istediğiniz zaman çağırabilirsiniz. E-posta kutunuzun veya haber sunucularının adresini ise e-posta/haber okuma programınızı ilk kullandığınızda bir kez tanımlarsınız, her seferinde tekrar yazmanıza gerek kalmaz.





Port Nedir?









Bilgisayar ve telekomünikasyon dünyasında, "port" denildiği zaman akla ilk

gelen genellikle fiziksel bağlantıda kullanılan ara birimlerdir. Bu tür "port"

lar üzerinden bağlanmış herhangi bir makinaya "data" gönderilebilir ve bu

makinanın işleyişi kontrol edilebilir. Örneğin, tipik bir bilgisayarda bir veya

birden fazla "seri port" bir tane de "paralel port" bulunur. Adından da

anlaşılacağı gibi "seri port" dan bilgiler seri (her defasında bir bit) olarak

gönderilir ve bu tür "port" lara genellikle tarayıcı (scanner) gibi cihazlar

takılır. Her defasında birden çok bit göndermek içinse "paralel port" kullanı-

lır. Bu tip "port" lara da yazıcı (printer) veya "paralel port" bağlantısı olan

herhangi bir cihaz takılabilir.



Bizi ilgilendiren ve çoğunlukla İnternet dünyasında kullanılan "port"

kavramı ise yukardaki tanımdan biraz daha soyut bir kavramdir. Bu anlamda "port"

(ki dokümainin sonuna kadar "port" bu anlamda kullanılacaktir) herhangi bir

fiziksel bağlantı yeri değil, mantıksal bir bağlanma şeklidir. Şöyle ki:



Günümüz dünyasında birçok işletim sistemi birden fazla programın aynı anda

çalışmasına izin vermektedir. Bu programlardan bazıları dışarıdan gelen

istekleri (istemci-client/request) kabul etmekte ve uygun gördüklerine cevap

(sunucu-server/response) vermektedir. Sunucu programları çalışan bilgisayarlara

birer adres verilir (bknz. IP adresleri) ve bu adresler kullanılarak istenilen

bilgisayarlara ulaşılır. Peki, ulaşılan bir bilgisayar üzerindeki hangi sunucu

programdan hizmet alınmak istendiği nasıl belirtilir?



Bunun için bilgisayarlar üzerinde birtakım soyut bağlantı noktaları

tanımlanır ve herbirine, adresleyebilmek için positif bir sayı verilir (port

numarası). Bazı sunucu programları, daha önce herkes tarafından bilinen "port"

lardan hizmet verirken (örn: telnet->23. port) bazıları da sunucu programını

çalıştıran kişinin türüne ve isteğine göre değişik "port" lardan hizmet verir.

Dolayısıyla, ağ üzerindeki herhangi bir sunucu programa bağlanmak istenildiğin-

de, programın çalıştığı bilgisayarın adresinin yanında istekleri kabul ettiği

"port" numarasını da vermek gerekir. Örnek verecek olursak:



144.122.156.104 "IP" adresine sahip makinada (orca) çalışan "telnet"

sunucu programına (23. "port" dan hizmet veren) bağlanmak için aşağıdaki satır

yazılır.



telnet 144.122.156.104 23



Daha önce de belirttiğimiz gibi bazı sunucu programların belirli "port"

lardan hizmet verdiği bilindiği için, bu sunuculara bağlanmak istediğimizde,

"port" numarasını vermeye gerek kalmaz. Bu durumda yukardaki satır



telnet 144.122.156.104



şeklinde de yazılabilir.





INETD (Süper Sunucu):



Bilgisayar ilk açıldığında üzerinde çalışan sunucu programlar otomatik

olarak açılış dosyalarından çalıştırılabildiği gibi genel kullanım biraz daha

farklıdır.



Değişik "port" ları dinleyen birçok sunucu programın, hiçbir istemciye

cevap vermediği durumda bile, birçok sistem kaynağını gereksiz yere kullandığı

düşünülerek, "inetd" adında istemcilerle diğer sunucu programlar arasında

koordinasyonu sağlayan bir sunucu program düşünülmüştür. Açılış dosyalarından

da başlatılabilen bu sunucu tek başına bütün "port" ları dinler ve herhangi

birisine istek geldiği zaman aşağıdaki prosedürü takip eder:



1- /etc/services dosyasından ilgili "port" a hizmet veren servis ismini

bulur.

2- konfigürasyon dosyası olan "/etc/inetd.conf" dan bu servis için gelen

isteğe nasıl cevap vereceğini belirler ve gerekli programı çalıştırır.

3- bir istek geldiği zaman tekrar 1'e döner.



Bir örnekle anlatmadan önce tipik bir "/etc/services" ve "/etc/inetd.conf"

dosyasının içeriğine bakalım.



<"/etc/services">



tcpmux 1/tcp

echo 7/tcp

echo 7/udp

discard 9/tcp sink null

discard 9/udp sink null

systat 11/tcp users

daytime 13/tcp

daytime 13/udp

netstat 15/tcp

chargen 19/tcp ttytst source

chargen 19/udp ttytst source

ftp-data 20/tcp

ftp 21/tcp

telnet 23/tcp

ktelnet 1023/tcp #Added by AS 5/5/98

smtp 25/tcp mail

time 37/tcp timserver

time 37/udp timserver

name 42/udp nameserver

whois 43/tcp nicname # usually to sri-nic





.

.

.





<"/etc/inetd.conf">



# Ftp and telnet are standard Internet services.

#

ftp stream tcp nowait root /usr/sbin/in.ftpd in.ftpd

telnet stream tcp nowait root /usr/sbin/in.telnetd in.telnetd

#

# Shell, login, exec, comsat and talk are BSD protocols.

#

shell stream tcp nowait root /usr/sbin/tcpd in.rshd

login stream tcp nowait root /usr/sbin/tcpd in.rlogind

exec stream tcp nowait root /usr/sbin/tcpd in.rexecd

comsat dgram udp wait root /usr/sbin/in.comsat in.comsat

talk dgram udp wait root /usr/sbin/in.talkd in.talkd

.

.

.



23. "port" a bir istek geldiğinde, "inetd" "/etc/services" dosyasına

bakarak bu "port" numarasına denk gelen servis ismini ("telnet") bulur. Daha

sonra "/etc/inetd.conf" dosyasına bakarak bu servise denk gelen sunucu programı

("/usr/sbin/in.telnetd") çalıştırır.





BUFFERED PORTS:



Herhangi bir "port" u dinleyen program bir iş yaparken, başka bir deyişle

dinlediği "port" a gelen bilgileri almaya hazır değilken, eğer bu "port"

"buffered" ise gelen bilgiler kaybolmaz. İşletim sistemi içerisine yerleştiri-

len programlar sayesinde kapasitesi sınırlı kuyruklara yerleştirilerek ilgili

sunucu programın alması için bekletilirler.

Internet üzerinde herhangi bir IP adresi üzerindeki "port" dan hizmet veren

sunucu programa bağlantı yapmak isteyen istemci program, sunucu programın

çevaplarını (reply) yollamak için bağlantı kuracağı kendi üzerindeki "port"

numarasını da sunucu programa gönderir.

"Port" numarası genellikle 2 "byte" olarak tutulur. Bu nedenle 65536 adet

"port" numaralamak mümkündür. Genellikle 1024'den küçük olan "port" numaraları

özel hakları olan kullanıcılar (root) tarafından kullanılırken, büyük olanlar

genel kullanıma açıktır.







Mustafa ATAKAN

ODTU Bilgi İşlem Daire Başkanlığı

Internet Teknolojileri Güvenliği

(security@metu.edu.tr 24/12/2001)




XML Nedir?







XML(Extensible Markup Language) HTML ile pek çok açıdan benzerlik gösteren bir markup dilidir.Verinin tanımlanması ve tarif edilmesi için kulanılır.HTML’deki yapının aksine XML’de kullanılacak olan tag’ler önceden tanımlı değildir.Yani bir XML dökümanının yapısı tamamıyle kullanıcı tarafından oluşturulur.Verinin tarif edilmesi için DTD adı verilen yapılar kullanılmaktadır. XML ve DTD’nin birlikte kullanılması ile dökümanlar kendini tarif eden bir yapı halini alırlar.



XML ve HTML arasındaki en belirgin fark XML’in verinin kendisiyle ilgilenmesi HTML’in ise verinin sunumuyla ilgilenmesidir.Buna bağlı olarak HTML dökümanları veriye ilişkin şekillendirme bilgilerini içerirken XML dökümanları ise verinin tanım bilgilerini içermektedir. XML’in tasarım amaçlarından biri de verinin taşınmasıdır.



Bahsedilen bu özellikleri incelendiğinde XML’in pek çok önemli işlevi yerine getirdiği görülmektedir.



Burada önemli bir nokta olarak XML’i HTML’in yerine geçecek bir dil olarak düşünmek yerine HTML’in tamamlayıcısı olacak olan bir dil şeklinde düşünmek uygundur.



Günümüz bilişim dünyasına bakacak olduğumuzda XML’in her alanda karşımıza çıktığını görmekteyiz.Bu nedenle XML’I bir anlamda geleceğin web dili olarak tanımlamak mümkündür.





IP Adresi Nedir?



Virüs Nedir?




Virüs, herhangi bir bilgisayara değişik yollarla girebilen ve bu bilgisayarlarda istenmeyen sonuç ve zararlara yol açan programlara verilen genel bir isimdir. Bu programların kullandığımız, bilgisayarlarda çalıştırdığımız diğer programlardan temelde bir farkı yoktur. Bu nedenle, işletim sisteminin desteklediği bütün işleri yapabilirler. Virüsleri özel kılan, girdiği sistemlere kendilerini, kullanıcının farkında olmadan veya iradesi dışında çalıştırılacağı şekilde yerleştirmesi ve sistemlere zarar vermesidir. Bir virüs kullanıcı tarafından çalıştırılmadan veya kendisini programlayan kişi tarafından önceden belirlenmiş durum oluşmadan aktif hale gelmez. Bazı virüsler ise aktif hale geldikleri halde, belli bir süre istenmeyen etkilerini göstermezler. Virüsler genel olarak etkilerini diğer çalışan programlara "bulaşarak", onlarda çeşitli değişiklikler yaparak gösterirler. Virüslerin bir diğer özelliği ise kendilerini çoğaltmaları ve hafızada değişik yerlere kaydetmeleridir. Virüsler, disketler, ağ paylaşımı, Internet (e-mail, dosya indirme, vs) yollarıyla yayılır. Virüslerin etkileri sadece rahatsızlık veren küçük problemler olabildiği gibi (ekranınıza rahatsızlık veren mesajlar çıkararak çalışmanızı bölmesi/engellemesi vb.) bilgisayarınızın hafızasını ve/veya disk alanını kullanarak bu kaynaklara verimli olarak erişiminizi engellemeleri ya da kullandığınız dosyaların içeriklerini bozmaları/silmeleri gibi oldukça zararlı etkileri de olabilir. Bunun dışında, kullandığınız bilgisayar programlarını bozabilir, çalışmalarını yavaşlatabilir, sabit diskinizin tamamını ya da önemli dosyaların olduğu kısımlarını silebilirler. Bazı virüsler ise kullanıcının bilgisayar konusundaki bilgisizliğini kullanarak yol açmadığı zararları vermiş gibi görünerek panik yaratırlar. Geçmişte bilgisayarlara çokça yayılmış, zararlara yol açmış, ancak günümüzde yayılmayan ve kendilerine anti-virüs yazılımlarınca korunma sağlanabilen ünlü virüslerden bazıları ise şunlardır:





PE_CIH (Chernobyl), "ILOVEYOU"

Virus, W97M/Thus, KRIZ, Supple,

Win32.Kriz3862, Y2KCount,

WOBBLER, LIFE STAGES.



Internet Nedir?




Internet nedir, sahibi kimdir? Hemen gülümsemeyin, bu soruyu soran çok kişi var. Ve çok haklılar: Kimdir bu Internet'in sahibi; Internet servis sağlayıcılar mı, telekomünikasyon şirketleri mi, devlet mi? Aslında Internet'in sahibi yok. Hemen anlatalım: Internet, tüm dünyaya yayılmış, birbirleri ile bağlantılı, yani birbirleri ile "konuşabilen" yüz binlerce bilgisayardan oluşan bir ağdır. Zaten "Internet" sözcüğü, İngilizce'de "uluslararası ağ" anlamına gelen "international network" sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşmuştur. Bu uluslararası ağın çekirdeğinde birbirine yüksek hızlı bağlantılarla bağlı, sürekli çalışır haldeki bilgisayarlar (sunucular) vardır. Gerek telekomünikasyondan sorumlu devlet kuruluşları, gerek özel şirketler çeşitli ülkelerde bu bağlantıyı sağlayan ana omurgaları (backbone), yani ana iletişim hatlarını kurarlar. Bu omurgalardan Internet servis sağlayıcılara, şirketlere, üniversitelere ve daha önemlisi diğer ülkelerdeki omurgalara bağlantılar yapılmıştır. Bunların kendi aralarında da pek çok bağlantı vardır ve böylece çok bağlantılı bir "ağ" oluşmuştur.



Bunlar rasgele bağlantılar değildir; Internet ile ilgili bir hizmet vermek - Internet trafiğini yönetmek, Web sayfaları sunmak, evlerdeki ve şirketlerdeki kişilerin telefon hatları veya diğer özel hatlar aracılığıyla bu sunuculara bağlanmasını sağlamak, e-posta hizmetleri vermek vb. - amaçlı kurulmuş bağlantılardır. Örneğin evimizden modemimizle Internet servis sağlayıcımızın numarasını çevirip Internet'e bağlandığımızda, bizim PC'miz de Internet'in bir parçası olur. Olur ya, bu bilgisayarlardan bazıları - hatta en önemli olanları - devre dışı kaldığında bile Internet yok olmaz, çünkü bu iç içe geçmiş ağ yapısı sayesinde Internet üzerinde ulaşmak istediğimiz başka bilgisayarlara farklı Internet sunucuları üzerinden ulaşabiliriz. Bu trafiği de, biz farkında olmadan Internet servis sağlayıcılardaki ve telekomünikasyon şirketlerindeki sunucu bilgisayarlarda yüklü özel yazılımlar yönetir. Internet altyapılarının sahibi elbette vardır ama böyle kolektif ve tüm dünyaya yayılmış, bizi hedefimize pek çok farklı yoldan ulaştırabilecek, kendi PC'mizin de bizzat bir parçası olduğu bir sistemin sahibi şudur demek pek kolay değil.



Internet'te Canlı Yayın Nedir?




Internet'ten radyo, TV yayınlarını izleyebilirsiniz. Bu tür zaman içinde ilerleyen ve saklanmayan verilere ("izlenen" veriler de diyebiliriz) "streaming" (akan) veri adı veriliyor. Bazı kuruluşlar Internet sunucusu görevi yapan PC'lerine "streaming server" yazılımları kurarak gerek canlı, gerek önceden kaydedilmiş ses ve video görüntülerini bizlere sunuyorlar.

Örneğin, bazı radyo istasyonları günde 24 saat Internet üzerinden de yayın yapabiliyor. 56K modemlerimizin hızı TV/video yayınlarını canlı olarak yüksek kalitede izlememiz için yeterli değil, ancak bu dikkate alınıp görüntü kalitesinden feragat edildiği için izlememiz mümkün. Radyo yayınları ise artık pek çok Internet kullanıcısı tarafından dinleniyor. Bu tür yayınları izleyebilmek için kullanılan programların başında Netscape Communicator paketiyle de gelen Real Player var. Pek çok kuruluş Real formatında yayın yapıyor. Bunun yanında Microsoft Windows Media Player hem Real Player'ı destekliyor, hem de kendi formatı ile yayınları izlememizi sağlayabiliyor. Veya Internet Explorer 5 ile gelen Radio özelliği, tüm dünyadan çeşitli "online" radyo kanallarını dinlememize izin veriyor. Macintosh bilgisayarları üreten Apple firmasının da benzer girişimleri var.



Tüm bu yayınları izlemek/dinlemek için kullanabileceğimiz programlar elbette ücretsiz.




URL Nedir?






Web adreslerinin resmi ismi URL'dir (Uniform Resource Locator). İngilizce'den bire bir çevirirsek "Standart Kaynak Bulucu" pek anlam ifade etmeyebilir ama, bu adresler sayesinde aradığınız Web sayfalarını bulursunuz diyebiliriz. Her Web sayfası sadece kendine ait bir URL'ye sahiptir. Örneğin http://www.bilisimterimleri.com/content.htm bir URL'dir.

Bu URL üç bölümden oluşur. Soldan sağa okursak:



1) Protokol (http://, ftp://, news: vb.);

2) Alan adı (protokolden, ondan sonraki bölü işaretine kadar olan kısım; www.bilisimterimleri.com gibi);

3) Ve dosya yolu (ilk bölü işaretinden sonraki kısım).



Şimdi şu adrese bakalım:

http://www.bilisimterimleri.com/universite/ozel/content.htm



Baştaki http:// bize bunun World Wide Web'de yer alan bir HyperText dosyası olduğunu söyler. www.superonline.com alan adının sonundaki com, bu sitenin ticari bir site olduğunu gösterir. (Bazı adreslerin sonunda tr, uk, jp gibi ülke kodları da görebilirsiniz.) Dosya yolundaki content.html, Web tarayıcınızda, yani ekranda görüntülenecek dosyayı, /universite/ozel/ ise content.html dosyasının bu sunucuda hangi klasörde bulunduğunu belirler.



Burada bir noktayı belirtmek gerekirse, çoğu Internet yazılımında protokolü elle yazmanıza gerek yoktur. Örneğin Internet Explorer ve Netscape Communicator'de Web sitelerinin adreslerinin başına "http://" eklemenize, CuteFTP programında "ftp://" eklemenize, veya Outlook Express ve Netscape Messenger'da "news:" eklemenize gerek yoktur; program bunu otomatik ekler.



TCP/IP nedir?






"Bilgi Ağı" üzerindeki bilgi iletimi ve paylaşımı bazı kurallar dahilinde yapılmaktadır. Bu kurallara kısaca "internet protokolleri", ya da TCP/IP protokoller ailesi denir. TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol), bilgisayarlar ile veri iletme/alma birimleri arasında organizasyonu sağlayan, böylece bir yerden diğerine veri iletişimini olanaklı kılan pek çok veri iletişim protokolüne verilen genel addır. Bir başka değişle, TCP/IP protokolleri bilgisayarlar arası veri iletişiminin kurallarını koyar.



Bu protokollere örnek olarak, dosya alma/gönderme protokolü (FTP, File Transfer Protocol), Elektronik posta iletişim protokolü (SMTP Simple Mail Transfer Protocol), TELNET protokolü (Internet üzerindeki başka bir bilgisayarda etkileşimli çalışma için geliştirilen *login* protokolü) verilebilir. Adını sıkça duyduğumuz WWW ortamında birbirine link objelerin iletilmesini sağlayan protokol ise Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) olarak adlandırılmaktadır. TCP/IP protokolü aynı zamanda, diğer iletişim ağlarında da kullanilabilir. Özellikle pek çok farklı tipte bilgisayarı veya iş istasyonlarını birbirine bağlayan yerel ağlarda (LAN) kullanımı yaygındır.

No comments: