Kuşlar kum yerler mi? Niçin?
Evet, kuşların çoğunluğu sindirim fizyolojilerinin gereği kum tanecikleri yemektedir. Evlerinde kuş besleyen çoğu kuş meraklısının bildiği, bazısının önemsiz olarak görüp ihmal ettiği bu konu, bir çok hayvan severi ilgilendirdiğinden dolayı kuşların niye kum yediğini biraz açalım: Kuşlar, yedikleri besin maddelerini öğütme ile daha küçük parçalara ayırmak için taşlık adını verdiğimiz, oldukça kaslı bir mideye sahiptir. Kum tanecikleri ve küçük taşlar, kuş tarafından yenilmekte ve midede alıkonulmaktadır. Taşlığın kaslı duvarının hareketleri tohumları ve taşları karıştırarak tohumların taşlar yardımı ile parçalanmasını sağlamaktadır. Bundan dolayı, eğer evinizde kuş besliyorsanız, mutlaka bir başka yemlik içinde veya kafesin dibine serpiştirilmiş olarak kum taneleri bulundurmanız, kuşunuzun yediği besinlerden daha çok istifade etmesi bakımından önemlidir.
Alkolikler ve içki içenler niçin sık sık tuvalet ihtiyacı duyarlar?
Seyrettiğimiz çoğu filmde bu olaya şahit olmuş, bu olayın esasını merak etmişizdir. Vücuttan atılan idrar miktarı hormonların kontrolü altındadır. Bu hormon beyinde yer alan, hipofiz bezinin iki esas parçasından biri olan nörohipofizin salgıladığı vazopressin olarak da bilinen antidiüretik hormondur. Normal şartlar altında kanımızdaki ozmotik basınç arttığında ADH salgılanır. Bu hormon böbrekteki toplayıcı borular üzerine etkisini göstererek, bu boruların suya geçirgenliğini düzenler. ADH miktarının arttığı nisbette, toplayıcı kanal hücrelerininde geçirgenliği artar. Sonuçta fazla su geri emilerek, idrar yoğunluğu artar. Etil alkol, ADH salınımı bloke etmekte, engellemektedir. ADH olmayınca fazla suyun geri emilimi de azalmakta ve tuvalete çıkma ihtiyacı artmaktadır. Özet olarak, alkoliklerin, içki içenlerin sık sık böyle bir ihtiyaç duymalarının sebebi içtikleri alkolün ADH metabolizmasını bozmasından kaynaklanmaktadır.
Niçin baldan aldığımız tatlılık duygusu ile sütten aldığımız tatlılık duygusu arasında çok büyük fark vardır?
Yediğimiz gıdalardan aldığımız tatlılık duygularının farklı olması esasen besin maddelerinde bulunan şeker moleküllerinin farklılığından kaynaklanmaktadır. Bu gün çeşitli gıdalarla tükettiğimiz karbonhidratlar, başka bir ifadeyle şekerler, temel olarak glukoz, galaktoz ve fruktoz kombinasyonlarından oluşmaktadır. Örneğin, süt şekeri laktoz, glukoz+galaktoz birimlerinden oluşurken, pancar şekeri sakkaroz, glukoz+fruktoz birimlerinden oluşur. Normal olarak, birer monosakkarit olan tüm bu şeker birimlerinin formülü C6H12O6 olmakla birlikte, bu moleküllerin yapısal dağılımı farklılık gösterir. Tatlılık derecesi hesaplanmalarında sakkaroz (pancar şekeri) esas alınmakta ve 100 veya 1 olarak kabul edilmektedir: Buna göre glukoz'un 69:0,69, galaktoz'un 63:0,63, laktoz'un 39:0,39, maltoz'un 46:0,46 ve fruktoz'un 114:1,14 nisbi tatlılık derecelerine sahip olduğu kabul edilir. Buradan da anlaşılacağı üzerine tatlılık derecesi en yüksek olan şeker fruktozdur. Bu noktada, balda ortalama olarak fruktoz oranı % 38,38, glukoz oranı % 30,31 iken sakkaroz (glukoz+fruktoz) oranının yaklaşık 1,31 olduğu görülmektedir. Bu oranlar ışığında baldaki fruktoz:glukoz oranı 1,23 iken sakkaroz:fruktoz oranı yaklaşık 0,03'dür.
No comments:
Post a Comment